top of page

Still Moving: How Vasarely's Vision Lives On

  • Yazarın fotoğrafı: Sati Works
    Sati Works
  • 21 May
  • 3 dakikada okunur

ree

Illusions of movement that once pulsed through Vasarely’s work still shape the visions of today’s artists, a silent rhythm connecting past and present.


A few years ago, I visited a Victor Vasarely exhibition in Izmir. It was more than just shapes and colors on a canvas — it was an immersive experience that challenged the very way I perceive and connect with art. The works didn’t simply sit on the wall; they moved, breathed, pulled you in. As I stood in front of one particular piece, I remember my eyes working harder than usual, trying to make sense of the shifting planes and impossible depths. It was almost as if the artwork was alive, responding to my gaze.



ree

ree


ree



Vasarely didn’t just paint forms; he built systems. Using pure color, calculated repetition, and visual rhythm, he explored how perception itself could be shaped. Decades before the digital world defined our visual language, he was already speaking a new visual language — one of grids, illusions, and movement.


This sense of timelessness stayed with me.


Recently, at Ahmet Güneştekin’s exhibition in Istanbul, that feeling returned. His paintings, layered with color and motion, felt strangely familiar. There was the same tension between flatness and depth, the same optical pull. Of course, Güneştekin’s world is rooted in mythology, memory, and Anatolian storytelling. But visually, the dialogue was clear. The repetition, the visual rhythm, the way your eye is guided — or trapped — in the composition, echoed something I had seen before, years ago, in Izmir.


What struck me most was how this visual language, developed generations apart, continues to evolve without losing its intensity. Vasarely’s influence doesn’t echo as nostalgia. It lives on through artists who speak in different dialects but with the same visual urgency. Illusions of movement that once pulsed through Vasarely’s work still shape the visions of today’s artists, a silent rhythm connecting past and present.

Some ideas in art aren’t tied to a specific time. They slip through decades, quietly reshaping themselves, and find new voices. Vasarely may have built his visions in another century, but their pulse is still felt steady, relevant, and very much alive.



"Kayıp Alfabe" Ahmet Güneştekin Exhibition 2025                                                                             Photo by me
"Kayıp Alfabe" Ahmet Güneştekin Exhibition 2025 Photo by me


Aylin Satı

May 2025






Turkish Text:


Hâlâ Hareket Halinde: Vasarely’nin Vizyonu Nasıl Yaşamaya Devam Ediyor


Bir zamanlar Vasarely’nin eserlerinde ritmik olarak hayat bulan hareket illüzyonları, bugün hâlâ günümüz sanatçılarının vizyonlarını şekillendiriyor; geçmiş ile bugün arasında sessiz bir ritim kuruyor.

Birkaç yıl önce İzmir’de Victor Vasarely’nin bir sergisini ziyaret ettim. Bu, sadece bir tuval üzerindeki şekiller ve renklerden çok daha fazlasıydı — sanatla algılayışımı ve kurduğum bağı sorgulayan, içine çeken bir deneyimdi. Eserler sadece duvarda asılı durmuyordu; hareket ediyor, nefes alıyor ve sizi kendine çekiyordu. Özellikle bir eserin önünde durduğumda, gözlerimin olağan dışı bir çabayla hareket eden yüzeyleri ve imkânsız derinlikleri anlamaya çalıştığını hatırlıyorum. Sanki eser canlıymış ve bakışıma karşılık veriyormuş gibiydi.

Vasarely yalnızca biçimler yaratmadı; sistemler inşa etti. Saf renkler, hesaplanmış tekrarlar ve görsel ritim kullanarak, algının kendisinin nasıl şekillendirilebileceğini araştırdı. Dijital dünyanın görsel dilimizi tanımlamasından on yıllar önce, çoktan yeni bir görsel dil konuşuyordu — ızgaralar, illüzyonlar ve hareketin dili.

Bu zamansızlık hissi benimle kaldı.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki Ahmet Güneştekin sergisinde aynı his yeniden ortaya çıktı. Onun renk ve hareketle katmanlanmış tabloları garip şekilde tanıdık geldi. Aynı düzlem ve derinlik arasındaki gerilim, aynı optik çekim vardı. Elbette Güneştekin’in dünyası mitoloji, hafıza ve Anadolu anlatılarıyla kök salmış durumda. Ancak görsel dildeki diyalog çok açıktı. Tekrarlar, görsel ritim, gözün kompozisyon içinde yönlendirilme ya da tuzağa düşürülme biçimi, yıllar önce İzmir’de gördüğüm şeyin yankısıydı.

En çok etkilendiğim şey, kuşaklarca zaman ve mesafe aşarak gelişen bu görsel dilin gücünü ve yoğunluğunu kaybetmeden evrimleşmeye devam etmesiydi. Vasarely’nin etkisi nostaljik bir yankı değil; farklı lehçelerle konuşan, aynı görsel aciliyeti taşıyan sanatçılar aracılığıyla yaşamaya devam ediyor.

Sanattaki bazı fikirler belli bir zamana bağlı değildir. Onlar on yıllar boyunca sessizce yol alır, kendilerini yeniden şekillendirir ve yeni sesler bulurlar. Vasarely vizyonlarını başka bir yüzyılda yaratmış olabilir, ancak onun ritmi hâlâ güçlü, güncel ve canlı bir şekilde atıyor.

 
 
 

Comments


bottom of page